İstanbul’un köklü dini topluluklarından İsmailağa Cemaati, son dönemde yaşanan önemli bir gelişmeyi kamuoyu ile paylaştı. Cemaatin uzun yıllar önemli bir figürü olarak bilinen ve kamuoyunda “Cübbeli Ahmet Hoca” olarak tanınan Ahmet Mahmut Ünlü ile tüm bağlarını kestiğini açıkladı. Resmi sosyal medya hesabı üzerinden yapılan duyuruda, Ünlü’nün cemaatin iç düzenini bozucu hareketlerde bulunduğu ve cemaate karşı saygısızlık yaptığı belirtildi. Açıklamada, “Şeyhimiz Hasan Efendi (Kuddise Sirruhû) Hazretlerimiz Cübbeli Ahmet Hoca’yı Reddetti” ifadesi yer alarak, Ahmet Mahmut Ünlü’nün cemaat ile herhangi bir ilişkisinin kalmadığı vurgulandı.
Cübbeli Ahmet Hoca ise, cemaatin bu açıklamasına karşı sosyal medyada yaklaşık dört saat süren bir video yayınlayarak karşılık verdi. Videoda, tarikatın Hasan Efendi’nin şahsına ait olmadığını ve kendisinin de Mahmut Ustaosmanoğlu’nun bir müridi olarak, mürit tarafından nasıl ihraç edilebileceğini sorguladı. Ayrıca, birkaç gün önce yaptığı bir başka açıklamada şeyhlik hakkının kendisinde olduğunu iddia etmiş ve cemaate bu yönde bir ultimatom vermişti.
İsmailağa Cemaati’nin lideri Mahmut Ustaosmanoğlu’nun 2022 yılında vefat etmesinin ardından, cemaatin yeni lideri olarak “Hasan Efendi” olarak bilinen Hasan Kılıç’ın seçildiği açıklanmıştı. Ustaosmanoğlu’nun cenaze töreni, geniş katılımlı bir şekilde düzenlenmiş ve törene katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ustaosmanoğlu için “İlim sahibi bir önderimizi uğurluyoruz” ifadesini kullanmıştı.
İsmailağa Cemaati’nin tarihçesi ve toplumdaki yerini ele alacak olursak, cemaat 1980’lerin başında Mahmut Ustaosmanoğlu tarafından kurulmuş ve Türkiye’nin dini hayatında önemli bir yere sahip olmuştur. Cemaat, özellikle İstanbul’un Fatih ilçesinde etkili bir yapılanmaya sahip olup, dini eğitim ve sosyal hizmetler alanında geniş çaplı faaliyetler yürütmektedir. Üyeleri arasında giyim kuşamıyla dikkat çeken cemaat, aynı zamanda tasavvufi öğretilere büyük önem vermektedir.
Bu son gelişmeler, cemaat içindeki liderlik ve yönetime dair yaşanan çekişmeleri ve dinamikleri gözler önüne sermektedir. İsmailağa Cemaati’nin ve Cübbeli Ahmet Hoca’nın geleceği, bu olaylar ışığında yeni bir döneme girmiş gibi görünüyor. Cemaat ve dini topluluklar arasındaki ilişkiler, liderlik kavgaları ve toplum üzerindeki etkileri Türkiye’nin dini ve sosyal yaşamında önemli bir yer tutmaya devam edecektir.