Fransa’da yapılan erken genel seçimler, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron için büyük bir hezimetle sonuçlandı. Paris Advanced Research Center (PARC) Direktörü Dr. Nevzet Çelik’in analizine göre, aşırı sağın Avrupa Parlamentosu (AP) zaferi, Fransa genel seçimlerinde meclis çoğunluğunu ele geçirmek isteyen Macron için tam anlamıyla bir hayal kırıklığına dönüştü. Macron ve ittifakı sandalye sayısını 245’ten 163’e düşürdü, bu da Fransa’daki siyasi dengeleri ciddi şekilde etkiledi.
Aşırı Sağ ve Sol İttifakın Durumu
Fransa’da yapılan seçimlerin birinci turunda aşırı sağ liderliği elinde bulundururken, ikinci turda sol ittifak Yeni Halk Cephesi (NFP) 182 sandalye, Macron’un ittifakı Ensemble 168 sandalye, aşırı sağ Ulusal Ralli (RN) ise 143 sandalye kazandı. RN’nin ikinci turdaki başarısızlığının ana sebebi, diğer partilerden yaklaşık 200 adayın RN’nin kazanmaması için yarıştan çekilmesi oldu. Buna ek olarak, ikinci turda katılım oranı yüzde 67,1’e yükseldi. Seçim sonuçlarına göre Fransa’da hiçbir parti tek başına hükümet kurmak için gerekli olan 289 sandalye sayısına ulaşamadı.
Macron’un Zorluğu: Hükümet Kurma
Fransa, koalisyon hükümeti kurmada başarısız bir geleneğe sahip. Partiler arasındaki derin ideolojik ayrılıklar ve farklı ekonomik programlar koalisyon hükümetlerinin kurulmasını zorlaştırıyor. Macron, seçimlerden önce sol ittifakın ana paydası olan Jean-Luc Melenchon’un Boyun Eğmeyen Fransa (LFI) partisini aşırı bir uç olarak niteleyip onunla koalisyon hükümeti kurmayacaklarını açıklamıştı. Ancak, Macron’un merkeze yakın sol partilerle bir koalisyon kurma çabası, sol ittifaktan alacağı desteğe bağlı olacak.
Ekonomik ve Sosyolojik Zorluklar
Fransa’nın yüksek kamu borcu ve bölünmüş ekonomik süreci, ülkenin ekonomik istikrarını daha da tehlikeye atabilir. Mevcut Ekonomi Bakanı Bruno Le Maire, en büyük riskin “mali kriz” ve “ekonomik gerileme” olduğunu belirtti. Melenchon’un iktidara gelmesi halinde asgari ücreti artırma ve sosyal hizmetleri düzenleme vaatleri, ekonomik belirsizlikleri daha da artırabilir.
Sosyolojik açıdan, Fransa’daki göçmenler, göçmen karşıtlığı ve ülkenin şehirleriyle banliyöleri arasındaki gelir ve kültürel farklılıklar, siyasi tartışmaların merkezinde yer alıyor. Göçmenlerin hizmet sektöründeki önemli rolü göz önüne alındığında, göçmen karşıtı politikaların hizmet sektörünü olumsuz etkilemesi muhtemel.
Avrupa’daki İç Çatışmaların Yansıması
Fransa’daki siyasi hareketlilik, Avrupa’daki iç çatışmaların bir yansıması olarak da değerlendirilebilir. Aşırı sağcı RN’nin lideri Jordan Bardella, AP’de Macaristan Başbakanı Viktor Orban’ın liderliğindeki ittifaka katılacaklarını açıkladı. Bu durum, Avrupa’nın Rusya karşıtı politikalarının geleceği konusunda belirsizlik yaratabilir. Avrupa halkları, merkez partilerin dışında daha radikal çözümler sunan aşırı sol ve aşırı sağ bloklara yöneliyor.
Sonuç
Fransa’daki siyasi belirsizlik, hem ülkenin iç politikasını hem de Avrupa’daki dengeleri etkileyecek gibi görünüyor. 26 Temmuz’da başlayacak 2024 Olimpiyat Oyunları’na ev sahipliği yapacak Paris’i büyük belirsizlikler ve endişeler bekliyor. Bu süreçte, Fransa’nın siyasi ve ekonomik istikrarını sağlamak için atacağı adımlar, ülkenin geleceğini şekillendirecek.